Başkan Özcan: Hayvancılıkta Milli ve Yerli politikalar belirlenmeli

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan, KOVİD-19 sürecinde gıdanın, tarımın ve hayvancılığın öneminin bir kez daha görüldüğünü belirterek “tarımın ve hayvancılığın siyaseti olmaz. Bu bir insanlık sorunudur” dedi.

Başkan Özcan: Hayvancılıkta Milli ve Yerli politikalar belirlenmeli
17 Haziran 2020 - 19:00

Kanal32’de Şakir Aksöz’ün sorularını yanıtlayan Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kamil Özcan, hayvancılığın önemine dikkat çekti. Türkiye’de gelecek 50 yılı kapsayan hayvancılık politikalarının belirlenip, şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiğini kaydeden Özcan, büyükbaş ile ilgilenen bir merkez birliği başkanı olmasına rağmen küçükbaşa ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kamil Özcan, şu açıklamalarda bulundu:

TARIM VE HAYVANCILIĞIN SİYASETİ, PARTİSİ OLMAZ  

Hayvancılık ve  tarımın öneminin pandemi süreciyle  bir kez daha ortaya çıktığını belirten Özcan; ‘’ Keşke bunu dün de, önceki gün de hatırlasaydık. Biz bunu her zaman söylüyorduk. Bugün bu virüs belasında gıdanın, tarımın, hayvancılığın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bugün nasıl sağlık önemli deniyorsa gıda da önemlidir. Nasıl milli savunma, savunma sanayisi önemlisi yanında gıda, tarım ve hayvancılık mutlaka önemli. Artık bunun farkındalığı dünyada oluştu. Ama ülkemizde bu konuda milli ve yerli politika belirlenmelidir. Tarım ve hayvancılık; ‘Bugün kriz var, sıkıntı var, bugün hatırlayalım’ konusu yaklaşılacak bir konu değil. Kim olursa olsun bu konu bir insanlık sorunudur. Hayvancılığın, tarımın siyaseti yok. Bizim ürettiğimizden solcu da sağcı da yiyor. Üretimin partisi, siyaseti olmaz. O zaman ne yapılması lazım? Milli bir duruş gösterilmeli. Herkes için tarım, herkes için üretim, herkes için et, herkes için süt politikası oluşturulmalıdır.  Bizim ülke olarak 5 yıl sonra nüfusumuz ne olacak, hayvan varlığı ne olacak, et üretimi ne olmalı? gibi sorulara cevaplar aramamız gerekiyor. Uzun vadeli planlamalar yapılmalı, projeler hazırlanmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. ‘’ dedi.

SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLÜR HİZMETTE REKABET EDELİM

 Üreticinin önemine değinen Özcan; ‘’ Bizim coğrafyamız, insan gücümüz, hayvan varlığımız oldukça iyi. Hayvancılıkta, tarımda küçük küçük sorunlarımız olabilir. Aslında çözülmeyecek sorunlarımız yok. Şu an bakanlığımızın, hükümetimizin politikaları doğru. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki yaylalar aktif hale getiriliyor. İthalat bu alanda doğru değil. İthalat bizim moralimizi bozuyor, piyasayı bozuyor. Örgütlenme, yapısal sorunlarımız var. Evet, doğru. Bir konu paylaşımı yapılmalı, herkes kendi mecrasında hizmet vermeli. Hizmet rekabeti olmalı. Şu an örgütler kavga ediyor. Bu örgütlerin yapılanması lazım. Genel başkan olarak söylüyorum. İhtiyaç yoksa damızlık birlikleri lağvedilsin. Önce üretici önemli. Üretici ne istiyor ona göre örgütlenme yapılmalıdır. ‘’ diye konuştu.

HER KONUDA ÜRETİCİ MERKEZLİ DÜŞÜNMELİYİZ

Gençlere yönelik atılması gereken adımlara da değinen Özcan; ‘’ Yeme destek verilmelidir. Benim her konuştuğum konu üretici merkezlidir. Çünkü süt sanayicisi, yem sanayicisi, tedarikçi, kim olursa olsun üretici merkezli olmalı. Sokağa çıkma yasağı başlayınca herkes ekmeğe koştu. Ekmek alabilmek için benim buğdayı üretmem lazım. Sütü alabilmeniz için benim sütü üretmem lazım. Üretici para kazanmazsa göç oluyor. Köylerde gençler kalmadı. Üretici yaşlandı. Caziplik gelmeli. Üretici para kazanmalı. Bu virüs ile birlikte bu konu önem arz etti. Üreticinin köylerden, kırsaldan boşalması çok kötü. Yarın masaya peyniri koyamazsınız. Ben üretemeyeceğim. Gençler gidiyor AVM’de güvenlikçi oluyor, Belediyede temizlikçi oluyor. Halbuki köyde kalsa daha çok çalışacak. Sosyal bir yara var. Gençlere işi yok diye kız vermiyorlar. Tersine dönmesi lazım. Mera arazilerinin üreticilere verilmesi söz konusu. Bence şu an Türkiye’nin 1 m2 boş arazisi kalmamalı. Devlet bu arazileri üretim için vermelidir.’’ Dedi.

DESTEK DEĞİL, PARA KAZANACAK KALICI BİR SİSTEM KURULMALI

 Sistemsel yeniliklerin hayata geçirilmesinin elzem olduğunu ifade eden Özcan; ‘’ Bizim devletten isteğimiz para kazanacak bir sistemin oluşturulması. Destek vermesinler. Ama üreticiye para kazandıracak sistemler kurulsun. 2019’un yılsonuna doğru ‘hayvancılığın yeniden inşası’ diye bir rapor hazırladık. Detaylı bir şekilde sorunları, nedenlerini çözümleriyle birlikte sunduk. Bazı yerleri rahatsız edici konular var. Kral çıplak ise ‘çıplak’ dedik. ‘’ ifadelerini kullandı.

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK DAHA CAZİP HALE GETİRİLMELİ

Küçükbaş hayvancılık ile ilgili bazı adımların atılmasının daha iyi sonuçlara vesile olacağını belirten Özcan; ‘’ Şu an Türkiye’de 18 milyon büyükbaş, 50 milyona dayanan küçükbaşımız var. Ben büyükbaş ile ilgilenen bir birliğin merkez birliği başkanıyım. Küçükbaşın önemsenmesi gerekir. Kırmızı et baskısı büyükbaş üzerinden alınmalı. Kırmızı et denince akla büyükbaş geliyor. Bu ülkenin coğrafyası küçükbaşa daha uygun. Küçükbaş daha cazip hale getirilmelidir. 1960’lı yıllarda nüfusumuzdan daha fazla küçükbaş vardı. Bugün 80 milyon nüfus var, daha az küçükbaş hayvan var. Başka ülkeleri doyuracak kadar hayvansal üretim yapabiliriz.” Diye konuştu.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum